fbpx

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürmeye Dayalı Boşanma Davasının Diğer Boşanma Sebepleriyle İlişkisi

küçük düşürücü, haysiyetsiz, namussuz, yaşam sürme sebebiyle boşanma davası 2024 2025

 

İçindekiler

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürmeye Dayalı Boşanma Davasının Diğer Boşanma Sebepleriyle İlişkisi

 

Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 163. maddesi, eşlerden birinin küçük düşürücü suç işlemesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda diğer eşin boşanma davası açma hakkını tanır. Bu madde, boşanma sebepleri arasında özel ve nispi bir yere sahiptir ve davalı eşin kusurlu olması gerektiğini öngörür. Bu makalede, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davalarının diğer boşanma sebepleriyle ilişkisi incelenecektir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, zina, terk, akıl hastalığı gibi diğer boşanma sebepleri ile bu özel boşanma sebebinin karşılaştırılması ve etkileşimi ele alınacaktır.

 

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürmeye Dayalı Boşanma Davasının Diğer Boşanma Sebepleriyle İlişkisi, türk medeni kanunu, TMK, 163; 2024; 2025; 2026
Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürmeye Dayalı Boşanma Davasının Diğer Boşanma Sebepleriyle İlişkisi, türk medeni kanunu, TMK, 163; 2024;

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması ile İlişkisi

Küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davaları, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarıyla birlikte değerlendirilebilir. Davacı eş, her iki sebebe dayanarak dava açabilir veya öncelikle birine dayanarak dava açıp, bu talep reddedilirse diğerine dayanarak dava açabilir. Ancak, taleple bağlılık ilkesi gereği, davacı eşin talepleri dikkate alınarak karar verilir ve davacı eş bir sebebe dayalı davadan feragat ederse, aynı eyleme dayanarak başka bir boşanma davası açamaz.

  1. Genel ve Nispi Boşanma Sebebi: TMK m. 166/1’e göre, evlilik birliği temelinden sarsıldığında her iki eş de boşanma davası açabilir. Bu, genel ve nispi bir boşanma sebebidir. Öte yandan, küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, özel ve nispi bir boşanma sebebidir.
  2. Kusurun Rolü: Küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmada davalı eşin kusurlu olması gerekirken, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanmada her iki eş de kusursuz olabilir.
  3. Boşanma Davası Açma Seçenekleri: Eşlerden biri küçük düşürücü suç işlemiş veya haysiyetsiz hayat sürmüşse, diğer eş hem TMK m. 163’e dayanarak hem de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açabilir. Eş, her iki sebebe dayanarak da dava açabilir veya öncelikle birine dayanarak dava açıp, bu talep reddedilirse diğerine dayanarak dava açabilir.
  4. Taleple Bağlılık İlkesi: Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 26/1’e göre, hakim tarafların talepleriyle bağlıdır ve talep edilenden fazlasına hükmedemez. Bu nedenle, eğer davacı eş yalnızca TMK m. 163’e dayanarak dava açarsa ve bu talep reddedilirse, otomatik olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma kararı verilemez.
  5. Feragat Durumu: Eğer davacı eş, TMK m. 163 temelinde açtığı boşanma davasından feragat ederse, aynı eyleme dayanarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle başka bir boşanma davası açamaz.

Zina ile İlişkisi

Zina, Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi uyarınca, eşlerden birinin karşı cinsten biriyle cinsel ilişkiye girmesi ve bu durumun evlilik birliği devam ederken gerçekleşmesi halinde diğer eşin boşanma davası açma hakkını tanır. Zina, mutlak ve özel bir boşanma sebebi olarak kabul edilir ve boşanma davası açma hakkı belirli süreler içinde kullanılmalıdır. Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ise TMK’nın 163. maddesi kapsamında değerlendirilir ve bu durumlar da özel boşanma sebepleri arasında yer alır. Her iki durumda da, boşanma davası açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.

Zina Sebebiyle Boşanma

  1. TMK m. 161: Eşlerden birinin zina yapması durumunda, diğer eş boşanma davası açabilir. Zina, karşı cinsten biriyle cinsel ilişki anlamına gelir ve bu ilişkinin evlilik birliği devam ederken gerçekleşmesi, ayrıca zina yapan eşin kusurlu olması gereklidir. Zina, mutlak, kusura dayalı ve özel bir boşanma sebebidir.
  2. Boşanma Davası Şartları: Zina sebebiyle açılan boşanma davasında, zina fiilinin müşterek yaşamın devamını çekilmez hale getirip getirmediği incelenmez. TMK m. 161/2’ye göre, davacı eşin boşanma sebebini öğrenmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. TMK m. 161/3 uyarınca, zina yapan eşi affeden eşin dava açma hakkı bulunmaz.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme ile İlişkisi

  1. Hak Düşürücü Süre ve Af: TMK m. 163’te düzenlenen boşanma sebebinde, zina sebebiyle boşanmada olduğu gibi hak düşürücü süre ya da af hali düzenlenmemiştir. Ancak, küçük düşürücü suç işleyen veya haysiyetsiz hayat süren eşin affedilmesi veya bu durumun uzun bir süre sonra ortaya çıkması durumunda boşanma davası açılamayabilir.
  2. Zina ve Suç İşleme Arasındaki Farklar: Zina, eşlerden birinin cinsel boyutta sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi anlamına gelirken, suç işleme, eşin üçüncü bir kişiye karşı suç oluşturan bir fiili gerçekleştirmesini ifade eder. Zina için hem zina yapan eşin hem de ilişki yaşadığı üçüncü kişinin bu ilişkiyi isteyerek gerçekleştirmesi gerekirken, cinsel taciz veya cinsel istismar gibi durumlar suç işleme kapsamında değerlendirilir ve zina sayılmaz.
  3. Haysiyetsiz Hayat Sürme ve Zina Arasındaki Farklar: Eşlerden birinin üçüncü bir kişiyle birden fazla tekrarlanan cinsel ilişkisi, haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanmaya yol açabilir. Ancak, zina sayılmayan bazı davranışlar (örneğin, aynı cinsten biriyle veya hayvanlarla cinsel ilişkiler) haysiyetsiz hayat sürme kapsamında değerlendirilebilir.

Hayata Kast, Pek Kötü Davranış ya da Onur Kırıcı Davranış ile İlişkisi

TMK’nın 162. ve 163. maddeleri, farklı boşanma sebeplerini düzenler. Hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışlar, eşlerden birinin diğerine yönelik fiillerini kapsarken, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, genellikle üçüncü kişilere karşı gerçekleştirilen fiilleri kapsar. Bu farklılık, boşanma davası açarken hangi maddenin temel alınacağını belirlerken önemlidir. Her iki durumda da, boşanma davası açılabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektir.

TMK m. 162: Hayata Kast, Pek Kötü ve Onur Kırıcı Davranış

  1. Hayata Kast: Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi, ciddi bir boşanma sebebidir. Bu, eşin öldürülmesine yönelik kasten gerçekleştirilen eylemleri kapsar.
  2. Pek Kötü Davranış: Eşlerden birinin diğerine yönelik sağlığı bozucu ve tehlikeye düşürücü davranışları, pek kötü davranış olarak kabul edilir. Bu tür davranışlar, eşe yönelik olduğu için, suç teşkil etse bile, TMK m. 163 temelinde boşanma davası açılamaz.
  3. Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden birinin diğerinin onurunu kırma ve küçük düşürme maksadıyla gerçekleştirdiği saldırılar, onur kırıcı davranış olarak değerlendirilir. Bu davranışlar, eşin sosyal konumunu zedeleyici nitelikte olmalı ve ağır derecede olmalıdır.

TMK m. 163 ile Karşılaştırma

  1. Eşe Yönelik Fiiller: TMK m. 162’de düzenlenen hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranışlar, eşlerden birinin diğerine karşı gerçekleştirdiği fiilleri kapsarken, TMK m. 163’te düzenlenen küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, genellikle üçüncü kişilere karşı gerçekleştirilen fiilleri kapsar.
  2. Boşanma Sebeplerinin Niteliği: TMK m. 162’de düzenlenen boşanma sebepleri mutlak ve özelken, TMK m. 163’te düzenlenen boşanma sebepleri nispi ve özeldir.

İlişkili Durumlar

  1. Cinsel Saldırı ve Tecavüz: Eşin diğerine cinsel saldırıda bulunması veya tecavüz etmesi, küçük düşürücü suç işleme sebebiyle değil, pek kötü davranış sebebiyle boşanma konusu olabilir.
  2. Aldatma ve Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden birinin diğerini aldatması ve bu ilişkisini sürdürmesi, haysiyetsiz hayat sürme ve zina sebeplerinin yanı sıra, aldatılan eş bakımından onur kırıcı davranış olarak da değerlendirilebilir.

Terk ile İlişkisi

Terk, Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenen, kusura dayalı, özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Terk ile küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebepleri, farklı niteliklere sahip olup aynı davada birlikte ileri sürülemezler. Terk edilen eşe yapılan ihtar, geçmişteki kusurlu davranışların affedildiği anlamına gelir ve bu nedenle terk sebebine dayalı boşanma davasında, diğer kusurlu davranışlar dava konusu yapılamaz.

TMK m. 164: Terk

  1. Terk Tanımı: Eşlerden birinin, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğerini terk etmesi veya ortak konuta dönmemesi, terk olarak kabul edilir. Terk, en az altı ay sürmüş ve devam etmekte ise, terk edilen eş boşanma davası açabilir.
  2. Terk Eden Eş: Diğerini terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
  3. İhtar ve Süreç: Terk edilen eşin talebi üzerine, hakim veya noter tarafından terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği konusunda ihtar yapılır. İhtardan sonra iki ay geçmeden boşanma davası açılamaz.
  4. Boşanma Sebebi: Terk, kusura dayalı, özel ve mutlak bir boşanma sebebi teşkil eder.

Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme ile Karşılaştırma

  1. Kusur ve Özellik: Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme de kusura dayalı ve özel boşanma sebepleridir, ancak nispi niteliktedirler.
  2. Aynı Davada İleri Sürülme: Terk ile küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebepleri, aynı davada ileri sürülemez. Terk sebebine dayalı boşanma davasında, terk edilen eşe yapılan ihtar, geçmişteki kusurlu davranışların bağışlandığı anlamına gelir.
  3. Af ve Boşanma Davası: Küçük düşürücü suç işleyen veya haysiyetsiz hayat süren eşin affedilmesi, boşanma davası açma hakkını ortadan kaldırır. Bu durumda, müşterek yaşamın devamının çekilmez hale gelme koşulu gerçekleşmez.

Anlaşmalı Boşanma ile İlişkisi

TMK m. 166/3 hükmü uyarınca, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında anlaşmalı boşanma mümkündür. Küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davasında da, gerekli koşullar varsa anlaşmalı boşanma hükmü uygulanabilir. Ancak, akıl hastalığına dayalı boşanma davasında anlaşmalı boşanma hükmü uygulanamaz.

TMK m. 166/3: Anlaşmalı Boşanma

  1. Evlilik Süresi: Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.
  2. Boşanma Kararı Şartları: Boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekir.
  3. Hakimin Rolü: Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak, anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.

Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme ile Anlaşmalı Boşanma

  1. Doktrindeki Tartışma: Doktrinde, anlaşmalı boşanma hükmünün yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında mı, yoksa özel boşanma sebeplerine dayalı boşanma davasında da uygulanıp uygulanamayacağı tartışılmaktadır.
  2. Yargıtay Kararları: Yargıtay, anlaşmalı boşanma hükmünün evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında uygulanabileceğini belirtmiştir.
  3. Doktrindeki Görüşler: Bir görüşe göre, anlaşmalı boşanma hükmü yalnızca evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında uygulanabilir. Diğer bir görüşe göre ise, özel boşanma sebeplerine dayalı boşanma davasında da gerekli koşullar varsa anlaşmalı boşanma hükmü uygulanabilir.
  4. Akıl Hastalığına Dayalı Boşanma Davası: Sadece akıl hastalığına dayalı boşanma davasında, tam ehliyetsiz eşin ayırt etme gücü yokluğu nedeniyle anlaşmalı boşanma hükmü uygulanamaz.

Akıl Hastalığı ile İlişkisi

TMK m. 165 uyarınca, akıl hastalığı nedeniyle ortak hayatın çekilmez hale gelmesi durumunda boşanma davası açılabilir. Ancak, akıl hastası eşin davranışları kusurlu sayılamayacağı için, bu eşe karşı küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılması mümkün değildir. Bu durumda, boşanma davası ancak akıl hastalığına dayalı olarak açılabilir.

TMK m. 165: Akıl Hastalığına Dayalı Boşanma

  1. Boşanma Davası Şartları: Eşlerden birinin akıl hastalığı nedeniyle ortak hayatın diğer eş için çekilmez hale gelmesi ve hastalığın iyileşme şansının olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi durumunda, bu eş boşanma davası açabilir.
  2. Akıl Hastalığının Niteliği: Akıl hastalığı, özel, nispi ve kusura dayalı olmayan bir boşanma sebebi olarak kabul edilir.

Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme ile İlişkisi

  1. Kusurun Rolü: Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, kusura dayalı boşanma sebepleridir. Akıl hastası eşin davranışları, ayırt etme gücünün olmaması nedeniyle kusurlu sayılamaz.
  2. Boşanma Davası Açılabilirliği: Bu nedenle, akıl hastası eşe karşı küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açılması mümkün değildir.

Sonuç

Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesi kapsamında özel ve nispi boşanma sebepleri olarak ele alınır. Bu sebeplerle açılan boşanma davaları, evlilik birliğinin temelinden sarsılması, zina, terk ve akıl hastalığı gibi diğer boşanma sebepleriyle karşılaştırıldığında farklı dinamiklere sahiptir. Her boşanma sebebinin kendine özgü şartları ve uygulama alanları bulunmakta olup, boşanma davası açarken bu şartların dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanma hükmünün uygulanabilirliği konusunda doktrinde farklı görüşler bulunsa da, özel boşanma sebeplerine dayalı davaların da bu kapsamda değerlendirilebileceği yönünde bir eğilim mevcuttur. Sonuç olarak, boşanma hukukunun karmaşık yapısı, davaların özenle hazırlanmasını ve her bir boşanma sebebinin özelliklerinin dikkate alınmasını gerektirir.

Önemli Linkler

Sıkça Sorulan Sorular

Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açabilmek için hangi şartlar gereklidir?

Türk Medeni Kanunu’nun 163. maddesi uyarınca, küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma davası açabilmek için şu şartlar gereklidir:

  • Davalı eşin küçük düşürücü bir suç işlemiş veya haysiyetsiz bir hayat sürmüş olması,
  • Bu eylemlerin evlilik birliğinin devamı sırasında gerçekleşmiş olması,
  • Davalı eşin bu eylemleri kusurlu bir şekilde gerçekleştirmiş olması,
  • Bu eylemlerin müşterek yaşamı çekilmez hale getirmesi.

Terk sebebiyle açılan boşanma davasında, küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebepleri ileri sürülebilir mi?

Cevap: Hayır, terk sebebiyle açılan boşanma davasında, küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebepleri ileri sürülemez. Terk edilen eşe yapılan ihtar, geçmişteki kusurlu davranışların affedildiği anlamına gelir ve bu nedenle terk sebebine dayalı boşanma davasında, diğer kusurlu davranışlar dava konusu yapılamaz.

Anlaşmalı boşanma hükmü, küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davalarında uygulanabilir mi?

Evet, anlaşmalı boşanma hükmü, küçük düşürücü suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle açılan boşanma davalarında da uygulanabilir, ancak bu durum doktrinde tartışmalıdır. Eğer dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak açılmış ve diğer eş bu davayı kabul etmişse, anlaşmalı boşanma hükmü uygulanabilir. Ancak, sadece akıl hastalığına dayalı boşanma davasında, tam ehliyetsiz eşin ayırt etme gücü yokluğu nedeniyle anlaşmalı boşanma hükmü uygulanamaz.

Call Now Button+90 506 718 39 25